• ♦ • Şeyh Edebali • ♦ •
Şeyh Edebali, ünlü bir bilgindir. Adanalı olduğu bilinir ve 1205 ile 1325 yılları arasında yaşamıştır. Devrinde“bilginler bilgini” olarak Anadolu’da ün salmış, hatta bu ün Anadolu sınırlarını bile aşmıştır.
Osmanlı Devleti’nin kurulması sürecinde çok büyük katkıları ve hizmetleri vardır. Damadı olan Osman Bey’i de eğitmiş, Anadolu'daki Beylikler Dönemi'nde yaşanan kardeş kavgalarının sona erdirilebilmesi, diğer beylikleri de kendi etrafında toplayabilme konusunda birleştirici olabileceği bir felsefe kazandırmıştır.
Bu bilge insan, görüştüğü diğer beyliklere, Anadolu’da bir birlik sağlanabilmesi yolunda, Osman Bey'in etrafında birleşmeleri konusunda referanslar da vermiştir. Osman Bey'e bu yolda özgüven kazandırmış, yöneticilik konusunda irade gücünü doğru kullanabilmesini ögretmistir.
Osman Bey, babası Ertuğrul Gazi’den sonra Kayı Aşireti'nin başına geçip, bağımsız beylik ilan ettiğinde Şeyh Edebali'nin kendisine verdiği nasihat çok ünlüdür ve tarih boyunca Osmanlı padişahlarının pek çoğu için bir kılavuz niteliği taşımıştır. Hatta kimi tarihçiler, Şeyh Edebali'yi "Osmanlı Devleti'nin manevi kurucusu" olarak görmektedir. Edebali, sonradan Osmanlı Devleti’nin ilk kurucusu olacak olan Osman Bey’in karısı Mal Hatun’un da babasıdır. Şeyh Edebali'nin 120 yıl yaşadığı belirtilir.
• ♦ • Şeyh Turud • ♦ •
Nikahını kıyması hizmeti karşilığında, yorumlanan düşü gerçekleştiği takdirde,Şeyh Tur’ud’a küçük bir vadi kenarında bir cami ile bir ev bağışlayacağına ilişkin bir söz veren Osman Bey, ileride bu sözünü tutar.
Başinda bulunduğu aşiret büyüyüp güçlendiğinde, zamanı gelince, şeyhin isteği üzerine Konya’da dere kenarında bir yer satın alır ve buraya bir ev ve cami yaptırarak şeyhe hediye eder. Osman Bey’in başinda bulunduğu Kayı Aşireti’nin büyüyüp güçlü bir beylik durumuna geldiğinde, vermiş olduğu sözü tutmasıyla, nikahını kıyan Şeyh Turud’u ilk etapta Konya’ya yerleştirerek, Şeyh Tur’ud’un adı, aşireti ve soyunun da yaşatılmasının sağlanmış olduğunu anlıyoruz.
Alphonse de Lamartine, eserinde Osman Bey'in Mal Hatun’la nikahını kıyan ve eserinde "Tourout” olarak adından söz ettiği dervişin de, Şeyh Edebali’nin arkadaşi olduğunu belirtir. (Tur’ud adı Lamartine’in eserinde Fransızca bir telaffuzla Tourout olarak yer almaktadır.)
Bir başka batılı tarihçi olan, Avusturyalı Doğu bilimleri uzmanı Joseph von Hammer de Turud'dan söz eder. Hammer, aynı nikah olayını aktarırken, "İki sevgilinin nikâhını, Edebali'nin müridlerinden müttaki bir zat olanTurud adındaki derviş kıydı" sözleriyle olayı anlatır.
Öte yandan Turud, elbette ki Osmanlı tarihçilerinin de yazdıkları yazılarda yer alıyor ve Osmanlı tarihçilerinin devlet arşivlerindeki yazılarda yine Şeyh Edebali’nin müridi ve yakın dostu olan bir derviş olarak geçmektedir. Osmanlı kaynak ve belgelerinde yer alan Osmanlı tarihçilerinin anlatımlarında ise, Turud'dan bahsedilirken, Osman Bey'in ünlü rüyasını yorumladığı sırada yanında bulunan ve bu olaya tanık olan Şeyh Edebali’nin müridi ve dostu olarak söz edilmektedir.
Konuyu ve olayı bir de bu yazılara göre de aktaralım. Âşıkpaşazâde de Osman Bey'in rüyasını kendi uslübunca anlatirken, Nesrî de rüyanin Şeyh Edebâlî tarafından yorumlanışını şu ifadelerle aktarır:
"Şeyh ona "Ya Osman, müjdeler olsun. Hak Teâlâ sana ve senin evladina saltanat verdi. Bütün dünya evladinin himayesi altinda olacak, hem de kizim Mal Hatun sana helâl oldu" diyerek, hemen kizini Osman Gazi ile evlendirdi.
Osman Gazi'nin düsünü yordugu sirada, Şeyh'in Turud adli bir müridi de orada bulunuyordu.
"Ya Osman, sana padişahlik verildi, şükrâne olarak bize ne verirsin?" dedi.
Osman: "Sana bir şehir vereyim" dedi.
Derviş: "Şu köyceğize de raziyim, bana bir nâme (yazılı kâğıt, mektup, belge) ver"dedi.
Osman: "Ben yazi yazmasini bilmem. Bir su kabı ile bir kılıcım var. Onları nişan olsun diye sana vereyim. Benim evladım onları senin elinde görüp ibka (devamlı ve sürekli kılma, bakileştirmek, bir nevi beka) etsinler" dedi.
O su kabı ile kılıç onların elinde kaldı. Şimdi dahi padişah olanlar, onu (o köyü) görüp ziyaret ederler, o dervişin (Turud) evladina nimetler (verirler) ve ihsanlar ederler.
Bu menakib, Edabali oğlu Mehmed Paşa'dan nakledildi."
Ayni rüya, bir başka tarihçi Solakzâde tarafindan ise şu sekilde verilmektedir:
"Şeyh Edebali biraz kendi iç âlemine baktiktan sonra başini kaldirip Osman Gazi'ye;
"Ey yigit müjdeler olsun! Sana ve senin nesline padisahlik verildi. Rüyanda gördügün o ay, koynumdan çikip senin koynuna girdi. Sen benim kizimi alip bana damad olacaksin. Bundan çocuklarin ve soyun olacak. Kiyamete kadar yedi iklimde hüküm süreceklerdir" dedi. Şeyh Edebali hemen orada bulunan Müslümanlarin huzurunda kizi Rabia'yi Osman Gazi'ye nikahladi. Orhan Gazi bundan dünyaya gelmistir."
Buraya kadar anlatılandan Turud adlı kişinin, Şeyh Edebali'nin yakın dostu ve müridiolduğu, aynı zamanda da Osman Bey'in ünlü rüyasını yorumladığı sırada ŞeyhEdebali’nin yanında bulunduğu ve bu olaya tanık olduğu anlaşılıyor. Ve yine tüm tarihçilerin yazılarında, Turud adlı bu dervişin "Osman Bey ile Mal Hatun'un nikahını kıyan kişi" olduğu da belirtiliyor.
Hem bir Osmanlı dostu olan Batılı tarihçi Alphonse de Lamartine'in, hem de Osmanlı tarihçisi Nesrî'nin anlatımlarında, Osman Bey'in Turud'a yer bağışlayacağı konusundaki sözünden de bahsedilirken, Turud ve aşireti ile dostluklarının baki olduğu vurgulanıyor. Alphonse de Lamartine, eserinde, Osman Bey’in Mal Hatun ile olan nikahını şöyle anlatır: “Genç çiftin nikahı, Müslüman geleneklerine göre, Edebali’nin arkadaşı olan Şeyh Tourout (Burada Tur'ud, Fransızca olarak telaffuz edilmektedir) adlı bir derviş tarafından kıyıldı. Osman Bey, Şeyh Tourout’a ödül olarak, düşü gerçekleştiği taktirde, küçük bir vadi kenarında bir cami ve bir ev yeri bağışlayacağına dair söz verdi... Güçlendiği zaman, Osman Bey verdiği sözü unutmadı, yerine getirdi. Konya’da bir yer satın alarak onlara verdi... Ondan sonra gelen hükümdarlar, dedelerinin bu borçlarını, Saruhan Sancağı’ndan (Manisa yöresi kastediliyor) da yer vererek, kat kat ödediler...” (Historie de la Ottoman, Cilt: 1, Sf: 38)
Ayrıca, Cevdet Türkay’ın Başbakanlık Arşiv Belgeleri’ne dayanarak hazırlamış olduğu "Osmanlı İmparatorluğu'nda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar" adlı eserinde Tur’ud Aşireti'nin Osmanlı Beyliği ile dostluğuna kanıt olabilecek bilgiler de sunmaktadır. Türkay, eserinde Osman Bey'in nikahını kıyan Derviş Turud ile Osmanlı Beyliği arasındaki dostluğun baki olduğu ve bu dostluğun sonradan Osmanlı Devletiolduğu yıllarda da devam ettiğine kanıt olacak şekilde, önceleri Bozok Sancağı’na bağlı olan bu aşiretin, sonraları ise Saruhan Sancağı’na bağlı olduğunu Başbakanlık Arşiv Belgeleri’ne dayanarak ifade ediyor. (Cevdet Türkay-Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatler, Sf: 339)
Buradan çıkan sonuç; yöremize yerleşen ve kentimizin adını taşıdığı Türk aşiretinin kimliğinin ne olduğu, yöremize neden ve nasıl gelmiş olduğudur. Bu konu, buraya kadar anlattıklarımızda olduğu gibi, gerçek bilgi ve belgelere dayanıyor.