Kızılderililer hakkında öğrenilecek ilk şeylerden biri, pek çok türleri olduğudur.
Bir Kızılderiliyi ilk olarak tepee'si içinde yaşayan, makosenlerinden alın bantlarına kadar boncuklarla parıldayan, tüylerden yapılmış güzel başlığını takan, örgülü uzun siyah saçlarıylatomohawk'ı, davulu, tam-tam'ı, bıçağı ve hepsinden önemlisi, gösterişli bir şekilde süslenmiş, kol kadar uzun gövdesi olan kırmızı taştan piposuyla düşünürüz.
1541'de atlı İspanyollar Büyük Ovalar'a vardıklarında Kızılderililer'in kullandığı yegane yük hayvanı köpeklerdi. Kaçan İspanyol atlarının Kızılderililer tarafından kullanılmasıyla birlikte eşsiz bir kültür doğmaya başladı. Göçebeliği yaşam biçimi haline getiren, özellikle Büyük Ovalar'da ve batısında yaşayan Sioux, Cheyenne, Arapaho, Apache ve diğer kabileler için at gerek yaşam biçimini destekleyen hatta oluşumuna katkıda bulunan son derece önemli bir araç, gerekse statü ve zenginlik göstergesiydi.
Dilleri:
Avrupalılar'ın gelmesinden önce Kuzey Amerika'da konuşulan Kızılderili dilleri 300'den fazlaydı. Bu dillerin en az yarısı belgelenmeden ortadan kalktı ve geri kalanlar da neredeyse yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Şu anda en çok konuşulan diller arasında Navajo (100.000), Creec (70.000),Ojibwa (50.000) ve Sioux (20.000) bulunuyor. Özellikle ticareti kolaylaştırmak amaçlı ortak jargonlar gelişmişse de, Kızılderili dilleri bir genelleme yapılamayacak kadar farklı yapılara sahiptir. Sanılanın aksine aynı bölgedeki Kızılderililer bile aralarında anlaşamazdı. Buna karşılıkKuzey Amerika'da birçok yer hala Kızılderili adı taşıyor. Minnesota, Oklahoma, Chicago gibi...
Yaşam biçimleri:
Kabilelerin coğrafi dağılımı geçim yöntemlerini doğa ve iklim koşullarına bağlı olarak etkiler. Büyük Ovalar'daki kabilelerin yaşamları temel olarak buffaloya bağlıydı ve sürülerin peşinde göçebe bir yaşam tarzını getirmişti. Beyaz Amerikalılar'ın Kızılderililere karşı zaferi ancak milyonlarca buffaloyu yok etmelerinden sonra gerçekleşti. Güney ve güneybatı halklarının özgün tarımsal yöntemleri ve meyve bahçeleri savaşlar sırasında ortadan kalktı. Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus'un kıyı bölgelerindeki halkların geçim kaynakları orman ve su ürünleriydi. Ancak beyazların bu kaynakları sahiplenmesiyle pekçok Kızılderili ölecek duruma geldi. Bir kısmı da gerçekten öldü.
İnançları:
Eskimo dışındaki Kuzey Amerika kabilelerinin ortak inancına göre bir yaratıcı dünyayı yaratmış, efsanevi bir lider ise kabileye kültürünü öğretmiştir. Ayrıca doğal olayları kontrol eden ruhlar vardır. bu ruhlarla yaratıcının ortak varlığı tek bir ruhsal güç olan Büyük Ruh Manitu'yu oluşturur. Bir çok kabilede ölümden sonra yaşama ve reenkarnasyona inanılır. Kızılderililere göre evren, merkezinde dünya olan çok katmanlı bir yapıdadır. Şamanların ruhlarla ilişki kurabildiğine inanılır.
Kızılderili inancının temelinde yatan tüm yaratıkların kardeş olduğu fikri, doğa ile kurdukları olağanüstü ilişkiyi açıklayabilir.
Kadınları:
Kızılderili kadını kendi toplumunun büyük yaşam çemberinin tam ortasında yer alır. Askeri ve yönetsel işlerden dışlanmaz. Aileyi çekip çevirme görevini onu birilerin bağlısı değil, tersine bir bütünün parçası yapar. Bir çok kabilede mallar kadına ait sayılır, mal ve ünvanlar kadın tarafından ilerler.
Kadınlar Cherokee ve Iraquois halklarında aktif olarak yönetim görevi alır. Kızılderili kadını topluluk içinde üstlendiği görev ne olursa olsun bu görevi yerine getirme başarısına paralel olarak onurlandırılır ve mutlak saygı görür.
Avrupalı kaşifler Amerika'ya geldiğinde, Amerika'da yüzlerce farklı kabile bulunmaktaydı. Bu kabilelerden bir çoğu ortak bir dili ve kültürü paylaşıyorlardı. Önce İspanyol asıllı denizciler İspanyol Kraliçesi adına bu topraklara ayak basmış daha sonra başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa sömürgeci devletleri de aynı rotayı izleyerek Amerika'ya askerlerini, kaşiflerini göndermişlerdir. Avrupalı beyaz adamın şiddet düşkünlüğünden haberdar olmayan yerliler onları sevinçle karşılamış, ellerindeki altın vs. gibi şeyleri onlarla paylaşmak istemişler ancak sömürge güçlerinin baskısı hatta katliamı altında soykırıma uğramışlardır.
Rezervasyon bölgeleri dışındaki ilk yatılı okulda 1879'dan 1918'e kadar okuyan yaklaşık 10.000 Kızılderili çocuk; medenileştirilme hedefi ile kendi yerli dillerini konuşan ve kültürlerinin diğer yönlerini korumaya çalışan öğrencilerin cezalandırmaya dayandığı bir ortamda yetiştirilmişlerdir..
Geleneksel silahlar arasında ilk sırayı ok ve yay alır. Deneyimli bir atıcı dakikada 6 tane olmak üzere arka arkaya oldukça isabetli 20 ok atabilirdi. Bu silah Amerikan ordusunun kullandığı Springfield tüfeklerinden daha hızlı olmakla birlikte, genel olarak etkisi daha düşüktü.
Özellikle at üzerinde yapılan dövüşlerde tercih edilen mızraklar, aynı zamanda törensel havası olan silahlardır. Yakın dövüş silahları arasında ise savaş baltası tomahawkve çeşitli biçimdeki bıçaklar öne çıkar.
Müzikleri:
Kızılderili müziği, hemen her zaman bir rütüelin tamamlayıcısı olarak vardır. Başlıca müzikal ifade ise şarkıdır. Enstrümanlar temel olarak ritm amaçlı kullnılmaktadır ve en çok kullanılanları davul ile zırıltıdır (rattle). Kızılderililer'in kullandığı tek melodik enstrüman flüttür.
Şamanın çaldığı davul dansın ritmini belirler. Dans da genellikle bir rütüelin parçası olarak ortaya çıkar. En tanınmış danslar Savaş, Dağ Ruhları (Apache) ve Ateş Dansıdır. Ova Kızılderililerinin Güneş Dansı ise yaradılışın temsili olarak kabul edilir. 1890'lara doğru ortaya çıkan Hayalet Dansı ise beyazların ortadan kaybolmasını ve yaban sığırlarının geri dönmesini sağlayacağı inancıyla çok kısa sürede popüler olmuştur.
Müzikleri hakkında bilgi için tıklayınız: Müzikleri » • Müzik Videoları »