YAKAMOZ sözcüğünün dünyanın en güzel sözcüğü seçildiğini biliyor muydunuz? Şairlerin kimi zaman sevgilerine şahit gösterdiği, kimi zaman arkadaş edindiği, kimi zaman karanlık gecelerde kılavuz olarak seçtiği "yakamoz", artık "dünyanın en güzel kelimesi".
30 Kasım 2007'de Berlin Dış İlişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenen yarışmada, yaklaşık 2 bin 500 kelimenin içinden Türkçe "yakamoz" sözcüğü "dünyanın en güzel sözcüğü" seçildi. Bu seçimde kelimenin orijinalliği ve kültürel önemi dikkate alındı. Yarışmada tam 60 ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kelime değerlendirildi ve Türkçe "yakamoz"sözcüğü birinci seçildi. Aynı yarışmada horlamak" anlamına gelen Çince “Hu lu” kelimesi ikincilik kazanırken, yarışmanın üçüncülüğünü ise Afrika’daki Luganda dilinde “düzensiz” anlamındaki “Volongoto” sözcüğü elde etti.
en karanlık anında gecenin, yoksunsan ayışığından bile
YAKAMOZ vardır inadına, umudun nöbet yerinde
bir tutam ışık için, bir yudum aydınlık adına...
60 ülkeden toplam 2.500 sözcük arasından seçildi
Alman Dış İlişkiler Enstitüsü’nün 60 ülkeden yaklaşık 2 bin 500 kelimeyi değerlendirdiği yarışmada ikinciliği, "horlamak" anlamına gelen Çince “Hu lu” kelimesi kazanırken, üçüncülüğü de Afrika’daki Luganda dilinde “düzensiz” anlamına gelen “Volongoto” sözcüğü elde etti. Jürinin gerekçesinde, Türk halk arasında zaman zaman mehtap ile karıştırılarak “ayın sudaki yansıması” olarak ifade edilen “yakamoz” sözcüğünün, orijinalliği, anlamı ve kültürel önemi açısından birinciliğe layık görüldüğü bildirildi. Alman Dış İlişkiler Enstitüsü yetkilileri, düzenlenmiş olan “Dünyanın En Güzel Sözcüğü” yarışmasının kurumun yayın organı 'Kültür Değişimi' (Kulturaustauch) tarafından, “2007 Ruh Bilimleri Yılı Etkinlikleri” kapsamında organize edildiğini duyurdular.
Bazı Türk yazarların seçimi
Türkçenin en güzel sözcüğüne ilişkin ünlü yazarlar arasında 2004 yılında bir gazete tarafından araştırma yapılmıştı. Şairler Fazıl Hüsnü Dağlarca: “Türkçe”, İlhan Berk: “Gökyüzü”derken roman yazarı Adalet Ağaoğlu da “Hayat”ı en güzel sözcük seçmişti. Elif Şafak’ın“Esrar”, Enis Batur’un “Su”yu önerdiği en güzel Türkçe sözcüğe yazar Selim İleri “Yağmur”u uygun bulmuştu.
TDK'na göre 'yakamoz' "Rumca"dan gelmiş
Dünyanın en güzel kelimesi ilan edilen ‘yakamoz’, Türk Dil Kurumu’nun resmî sitesinde‘Denizde balıkların ve küreklerin kımıldanışıyla oluşan pırıltı’ diye tanımlanıyor. Ama bu tanımlamanın yanı sıra 'yakamoz’ için ‘isim-Rumca’ açıklaması yapılıyor.
TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, kelimenin kökeninin Rumca olduğunu kabul ederek şunları söylüyor: “Biz bu kelimeyi Rumca’dan aldık. Türkçenin söz varlığına katılmış ve yeni anlamlar katılarak kullanılıyor. Rumca’da şu an kullanılıyor mu bilmiyorum. Biz bu kelimeyi Anadolu Rumlarından almışız. Türkçeleşmiş kelimedir. Her dilde başka dillerden katılmış kelimeler vardır. Başka anlamlarla dile yerleşebilir. Biz bunu daha işlek bir hale getirmişiz. Türkçenin malı olmuştur ve bizim için sevindiricidir.”
Ve bir yorum:
Türkçe’de kullanılan yakamoz kelimesini daha güzel kılan biraz da onun telaffuz cephesi olmalıdır. Farsça’da “gol” olarak telaffuz edilen “gül” kelimesi bizim ağzımızda, dudaklarımızda inceleşmiş, narinleşmiş ve “gülmüştür”. Sanırım yakamoz kelimesinin Türkçe telaffuzu da Yunanca telaffuzundan daha hoş gelmektedir kulağa. Tabii ki kelimenin anlam zenginleşmesi gibi kazanımlarını hesaba katmıyorum.
Oğuz Düzgün
Doğa harikası görünüm
Kelimeleri harcarken yanlışlara düşmeyelim. Aslında yakamoz gerçekten de çok olağanüstü bir şeydir. Yakamoz olduğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormuş gibi olur. Ama bunun için ay ışığı olmaması gerekir. Ay ışığında göremezsiniz. Ama görüntü ışıktan yoksun olunduğu anda o kadar olağanüstüdür ki, o anda tüm romantik duydular sanki sizi sarıp sarmalar ve adeta görüntü sizi büyülercesine denize yönelirsiniz.
Yakamozlu ve ayışıksız gecelerde denize girince pırıl pırıl uzaylı gibi olursunuz. Scuba gibi gece dalışlarında, dalış sonrası su yüzeyine çıkınca yakamozlar binlerce yıldız halinde parmaklarınızın arasından büyüleyici biçimde geçer. Bu yüzden gece dalışı yapan bir dalgıcın en büyük zevki fenerleri kapatıp, ellerini sallamak, oluşan yakamozun tadını çıkarmaktır.
satan kitaplar
Yakamoz için karanlık gerekiyor
Yakamozun gözlemlenebilmesi için diğer ışık kaynaklarının (güneş, ay ve şehir ışıkları) yakamoz ışıklarını bastırmaması gerekir. Yakamoz oluştuğunda denizde uzun floresan lambalar yanıyormuş gibi gözükür. Mehtabın oluşumu için ay ışığına ihtiyaç duyulurken, yakamoz için tam aksinin geçerli olduğuna dikkat çekiliyor.
Söz konusu canlıların balık sürülerinin geçişi gibi kinetik enerji hareketiyle açığa çıkan ışığın ay ışığından daha cılız olması, yakamoz oluşumu için ay ışığının görülmediği, karanlık geceleri şart kılıyor. Eğer etrafta güneş, ay ya da güçlü bir şehir ışığı gibi bir ışık kaynağı yoksa, yakamozların ürettiği ışık denizde muhteşem pırıltılar oluşturur.
Denizin "ateş böcekleri"
Ama bazen şarkılarda duyduğumuz, bazen şairlere romantik esinler verdikleri görüntüsüyle, bizim de gördüğümüzde doğrusunu tam bilmeden bir deniz kıyısında seyre daldığımız yakamoz aslında nedir? Çoğumuzun "yakamoz" diye bildiği "ayın şavkı", aslında ay ışığının denize yansımasına denir. Ama bu kesinlikle "yakamoz"un anlamını açıklamaz. Yakamoza aslında "denizin ateş böceği" demek daha doğru ve yerinde bir tanım olur. Neden mi? Yakamoz, denizde yaşayan bir canlıdır, yanlış bilindiği gibi ayışığının denize yansıması değil.
Yakamozun gerçek anlamı ise latince de Noctiluca Miliaris veya Noctiluca Scintillans diye bilinen, milimetrik boyutlarda ve flagella adı verilen uzantıları sayesinde hareket edebilme özelliğine sahip tek hücreli bir canlıdır. Ateş böceklerinin denizde yüzebildiğini insana hissettiren bu canlılar, kinetik enerji sonucunda muhteşem bir manzaranın oluşmasına neden olurlar.