Dışarıda yine yağmur yağıyor. Sokaklar ıslak...
Camlarda “aşk”ın buğulu gözyaşları asılı sanki...
Balkonda sardunya saksıları dizili.
Suya doymuşlar belki. Ama içlerinde, hala güneş özlemi...
— Oysa biz, hep başka saksılarda sevdalandık güneşe!
Bugün günlerden 14 Şubat diyor başucumdaki takvim.
"Sevgililer Günü".
Her yıl bugün “aşk”ı anımsatır bize.
“Aşk” bir yüzleşme gibidir de kimi zaman.
Geçmişin yanılgıları ile geleceğin umutları arasında gidip gelen bir yüzleşme...
— Hep geniş zamanlar umduk, ama dar vakitlere sığdırmak zorunda kaldık sevdalarımızı!
— Çaresiz şiirlere sığındık sonra, dar vakitler yetmeyince! Karagün dostuydu şiirler!
— Şiir çaredir belki. Ama hep çaresizlik gibi yaşanır! Ve içtenliği yoksa “aşk”ın, boş bir sayfa gibidir. Okusan da olur, okumasan da!
— Bu yüzden hep tırnak içinde aranmalıdır “aşk”!
Başlı başına bir tutku oldu “aşk”, tırnak içinde yazıldığında.
Öyle bir tutku ki, gençliğimizin de katili!
— Biz yenildik, karanlık kazandı! Hüznün iktidarı başladı sonra, karanlığın hükmüyle birlikte!
— Hayatımızın kanadığını gördük, sevgiye muhtaç toplumumuzda...
Sevgiden kopuk her söz, içtenliği olmayan her vaad, dudaklardan fırlayan her yalan... bir başka acıya çarpıp da kanatıyor şimdi...
— Neden hiç kimse anlamadı, anlatamadı sevdamızı?
Maviliklere sevdalandık böylece! Çaresiz, gökyüzüne çevirdik yüzümüzü!
Hava değildi içimize çektiğimiz, sanki gökyüzüydü!
Ve “aşk”ın rengini maviye boyadık!
— Bu nedenle de tırnak içinde yazılmalı “aşk”!
Çaldığı her kapıda “aşk”ın söylediği tek bir söz var çünkü:
“İçtenliğimi arıyorum!”
Ne kadar da haklı?
Dolar üzerinden pazarlıklarla taciz edilir, sokak aralarında yasa dışı satışlara pazarlanır.
“Kaç para?” sözü, asırlardır “aşk”ın en büyük katili!
Kendi yaşam koşumuzu sürdürdüğümüz kulvarda, kendi tempomuzda koşarken, pek çoğumuz ona rastlayamadık bu yüzden.
Yine bu yüzden pek çoğumuz bir çok acıdan süzerek elde edebildik “aşk”ı!
— Bu yüzden “aşk”, yeni bir varoluşun simgesel bir anlatımı gibidir de!
Ve içtenliğini arayan “aşk”, kapınızda aradığıyla karşılaşınca, kapınızı çaldığında tek bir söz söyleyecektir bu yüzden:
“Benim şiirimi okudukça ağlayacaksın!”
— Yeryüzünde hiç bir “aşk” yürekli olmadan yaşanmaz!
— Öyleyse, tırnak içine alınmalıdır “aşk”!